I-martının kandırma uçuşlarını kabullenememek
hiç şaşmaz inkar da etseniz
siz de deliler gibi sevmiştiniz
kat kesip kıvrılınca mutluluk yerleri aşkın
inkar ettiniz,
inkar da etseniz
sere serpe cılcıbıl ve denizaşırı olmalı aşk
yirmisinde herkes şairdi
ellisindeyse hala yarası kapanmamışlar
sana bırakamam bunları suya atlarken
medeni hukuka aykırı
hepsi kendi edindiğim acılar hüzünler mutsuzluk ve yalnızlıklar
üstelik daha yeni doğuyor yalnızlığım bu bir ağustos bebeği
bu bir yangın yeri Çanakkale’si
uykusuzluk ve ağlanan geceler ne ki
ergenliği var bir de bu bebeğin
hiç şaşmaz inkar da etseniz
siz de deliler gibi sevmiştiniz
kat kesip kıvrılınca mutluluk yerleri aşkın vazgeçtiniz
sevdiklerimden kandırılmak o kadar güzeldi ki
hep yeni şanslar verip hatayı kendimde aradım
nasıl trafiğe çıkan araç baştan kusurluysa
severek yola çıktığımdan hep ben yanlış anlamıştım
ah bir de şu vapura yanaşan martıların içindeki tek özel yolcuyu kendim sanmasaydım
bu şiirler devam edip giden bir döngü
12 sinde yazdığımla şimdi yazdığımın gücü elbette farklı
duygu çalışıyor kalbim bu hayat denen spor salonunda
hiç şaşmaz inkar da etseniz
siz de deliler gibi sevmiştiniz
kat kesip kıvrılınca mutluluk yerleri aşkın vazgeçtiniz
çok okudum ama manavın beni kandırmasına engel olamadım diyor ya Oğuz Atay
ben de durum daha da kötü
istisnasız tüm sevdiklerim kandırabilir beni
üstelik okumam da azımsanmaz
sorun şu ki duygu varken bilgi işe yaramıyordu
beni kandıran tüm sevdiklerime teşekkürler
bazı saatlerde tüm duaların kabul olduğu gibi
ağustosun içinde eylülden günler vardı
bütün bir ömrün acısı o anda saklıydı
beyaz elleriyle dua eden o kızsa
denize düşen sevgi kırıntılarına uçan bir martıydı
denize uçan o martıyı kurtarmaya salak bir adam atladı
hiç şaşmaz inkar da etseniz,
attığım sevgi kırıntılarınadır uçan o martı eller
ne kanatlar eldir ne ekmekler sevgi
eylül hep böyle değil mi zaten
çokça özlem çokça yıkıntı
siz de deliler gibi sevmiştiniz
kat kesip kıvrılınca mutluluk yerleri aşkın vazgeçtiniz
bugün Çanakkale’de gökyüzü sarı camlı gözlüklerden izler gibi dünyayı
belki yanlış anlaşılmakta böyle bir şeydir
mavi olduğunu bilip sarı görmek derken göğü
koca bir yangın sardı şehri
sizse mutluluk yerleri kat kesince aşkın, her şeyiinkar ettiniz
beni tanıdığınızı bile
yangını ben çıkardım diyecek kadar cesur değildiniz
II-aşka düşen adamın mavilikteki halleri
bu öyle bir mavi değil/deniz mavisi göz mavisi ya da gök mavisi değil
huzursuz bir mavi/tıpkı olmaması gereken yangının sarartısı
elbet düzelecek her şey
dürüst olan boğulsa da aşkta
kendi vicdanında huzurla nefes alacaktı
hiç de mütevazi olmayan bir maviydi bu aslında ojeli tırnakları vardı mesela
süt kokusu içindeki pınar krem peynirleri gördüm maviydi onlar da
çok anısı olmayan hiç geleceği olmayan mavilikler vardı
yanan sararmış Çanakkale göğünün altında
sense erik dalı gevrektir oynayabilecek kadar neşeliydin
beni düştüğüm bu mavilikte izlerken
kalbin erik dalından gevrekti
o taş kalbini ayaklarıma bağlamış çoktan batıyordum
o taş kalbin adeta atmak için başka canlıların damarlarından kan alıyordu
balon balıkları yaklaşır ama sevilmez zehirliydi
hiç şaşmaz inkar da etseniz
siz de deliler gibi sevmiştiniz
kat kesip kıvrılınca mutluluk yerleri aşkın vazgeçtiniz
tek kişi de olsa ben şahidim
sevmeyi bildiğim halde çırpındıkça boğuluyordum
en karanlık anı gecenin gün doğar dediklerinde şafakla beraber
yapayalnız ve yorgundum
ah mavi/ah gece/ah kızım/
alayım kızıma bir kutu boya
boyasın kendini boydan boya
kaktüsleri çok severdin
bütün çiçeksizliklerine hayrandık
ve bilim çok ilerlemişti bazen mavi bir tırnakta ya da mavi bir saçta
ya da duvardaki mavi bir sprey yazıda buluyorlardı bu cinayetin suçlusunu
ama ben bulunduğumda tanınmaz haldeydim
boğulmayı ben kabul ettim
hani derinlerde 50 metrelerin karanlık mavisinde
tüpten bir nefeste tüm ömrünü çekersin ya
tatlı bir sarhoşlukla seni ölüme ikna eden o narkoza
evet tam da öyle bir mavi olarak geldi bu kez
hiç şaşmaz inkar da etseniz
siz de deliler gibi sevmiştiniz
kat kesip kıvrılınca mutluluk yerleri aşkın vazgeçtiniz
açıkçası karlı değildi hatta işinize gelmedi ya başka bir sürü ruhsuz gerekçeniz vardı
tek kişi de olsa ben şahidim
ya da bu benim bir martıyı sudan kurtarmak isterken
boğulmamı anlamlandırma isteğimdi
hiç şaşmaz siz inkar da etseniz uçmayı bildiğinizi
en azından ben deliler gibi sevmeyi ve kendi sevgimde boğulmayı bildim
İzzet Akın Tütüncüler