Gece yarısını az önce bıraktım geride
Hayatımda bir tek seni bırakamadım geçmişimde
Sessiz sedasız bekledim geleceği
Geleceğin yokmuş
Geçmişte yaşamaya başladım bende
Melek Santalu
Gece yarısını az önce bıraktım geride
Hayatımda bir tek seni bırakamadım geçmişimde
Sessiz sedasız bekledim geleceği
Geleceğin yokmuş
Geçmişte yaşamaya başladım bende
Melek Santalu
Satırlardaki ince bir mısra gibi, Yüreği kadar naif, Gözleri anlatır sanki, Umudu, yaşam sevincini. İlayda tebessüm eder, İlayda ya bakar öylece. Gözleri anlatır sanki, Umudu, yaşam sevincini. Bir kış güneşi gibi, Bir ilkbaharda açan çiçek, Gözleri anlatır sanki, Umudu, yaşam sevincini. Saçlarım rüzgarda uçuşuyor, Kuşlar üstümden geçiyor, Plaktan Neşe’nin sesi geliyor, Bulutlar el sallıyor, Bir el bana yaklaşıyor, Güzel yarınlara kalkıp götürmek için. İlayda ÇALIŞKAN “Bu şiir çok sevdiğim, çok değer verdiğim bazen şiirlerimde bana ilham olan güzel yürekli hocam, iyi kim Hilal Beştepe’ye armağan edilmiştir.” |
*S*evda dolu gözlerinle beni benden alan,
*U*zun gecelerde, hayalinle sarılan,
*L*eylak kokulu bahçelerde el ele dolaşan,
*T*utkuyla öpüşlerde aşkı bulan,
*A*şkla kalbime adını yazan,
*N*e yapsam unutamam, sen benim sultanımsın her zaman.
Uğur BAYRAK
Bir rüyanın beyazlığı gibiydi yüzün.
Siyahı giyinmiş bir elbiseyi aydınlatırdı.
Bir bekleyişti, bir gelişin ilk bekleyişiydi.
Ve o gelişin ilk heyecanıydı kırpışları gönül gözünün
Bir rüyanın sessiz gülüşüydü.
Soğuk duvarlara akardı sıcağın en az beş rengi.
Ben bugün siyahı biliyorum.
Beyazı biliyorum yüzünde.
Bir büyük rüyanın en güzel siyahı imiş duyuyorum.
Elimde kalan ne hoş ikbaldi.
Gelişin geçmişin geleceği olurmuş
Ellerinde duydum.
Ellerinde duydum beyazı ve siyahı.
Bir günün haberini çağırır gibiydi yüzün.
Ne zaman tuttu ellerimden ilâhi!
Bir duanın yeni duymadım avuç içini.
Gönlüme arzuhâlini rüyalarımda sundu.
Ben bugün beklemeyi sevdim gölgesinde siyahı.
Sâhi, bir rüyanın beyazlığı gibiydi yüzün.
Yüzüne koşuyorum, yüzler görmeye…
Ayşenur Akın
Diş kirası kira
Öde
Öde…
Diş kirası
Ayağına bağlı ip
Ucunda çapa
Dr. Poor Things ameliyatta
Bebek oldum
Hayat sanki daha mı güzel?
Bahar mı geldi?
Her yer çiçek mi açtı?
Çok geç degil mi?
Başıma vurulan sert cisim
Başım mı kanıyor?
Yine ölüyor muyum?
Bu üçüncü mü?
Kaç kere vurdu?
Pasaportum var mı?
Ben burada turist miyim?
Lokantalar çok para
Bir şey yok mu ucuz?
Öde
Öde
Ben bebek miyim?
Saray
Mutfakta bir ada
Caravaggio
Orada
Suya çarpan kürek sesi
Öde
Öde…
Su gibi.
7 nisan 2024
Gülten Ağrıtmış
Zamana ürkek ürkek dizdim alışmanın hissini
Gezdim virane olmuş sevmenin kentini
Çarşıda hürlestirdim
Urgan vurduğum kelimeleri
Cesurca konuşur sandım kalemim
Yine kelimeler anlamında sessizliği makam edinmiş
Arındıramadım yılların tahtından
Sanmanın
Kozasında ağ ördü hikmet edindiğim sevgim
Destan yaratırdı beklemek
Ucu görünmeyen sonda karanlığı koynunda beslemiş
Korkusuzca
Kaç yemin ahta baş bükmüş cılız bedenimde
Bir mahremde toprağa niyet etmişTaştan yapılmış bir kent var içimde
Ne söz olup dile vurdu kendini
Ne de bir kitap olup yazdı kendini
Kırk şair toplansa
Bu kente isim bulabilir mi
Kırk mahkeme kurulsa hakkını alabilir mi hayattan
Oysa senden yana ne bir kelam ne bir duygu kalmıştır anlatacak
Senden gidenler fizana bile taş olmuştur
Ama sen bahardan bahçe için
İçinde çoktan tohum ekmişsindir
Hacer ELMAS
Herkes kendi tenhasında mahşerini kendi yaşarmış
Elinde taşıdığın ateş dünyayı yakmak için avuçlarından taşarken
Senin ayakların umuda takılmış
İçimde hayatın laftasını yemiş
Bana karşı büyük bir savaşım var
Ben insanlığın vahşiliğine yenildim
Doymak bilmeyen beklentilerine yenildim
Hududunu bilmeyen insanoğlu
Arş kadar cüretiyle boy gösterirken yenildim
Ben ilk sevgime yenildim
Bir bakmışsın senden esirgenen her şey
Başkasına dağ gibi serilirken yenildim.
Hacer ELMAS
Umut bir zehirdir
Yavaş yavaş sana hapsolmuşu sömürür
İyiden yana bir şey kalmaz
İnsan celladına aşık aşık
Divane gezerken
Ansızın yok olur
Güneşten bir pervane aydınlatır seni
oysa
O karanlıkta
Umutta
Sevgide
Beklenti de
Sönüp gitmiştir
Şimdi ateşten kuleler yap
Kül olmaya bile yetmez
Canını acıtanlar
Bir mabedin gölgesinde devleşir
Oysa fitneye secde ettiğin yerde İbrahim ateşe atıldı
Ne zaman adil olmayan yönetici hükümdar oldu
Garip boynundan vuruldu
Nice memleketler mescidi dırarır ateşini yaktı
Umut
Zamanında peygamberi sevre sürükledi
İsa’ya ise çamura sur üfletti
Firavunu çölde bekletti
Şimdilerde çatısı olmayan virane evlerde
Sahipsiz
Bundan sonra bu diyara bahar gelse de
Sulh gelmez
Hacer Elmas
Dur insan!
Dur, gör şu toprağı !
Tanı, düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Unutma, anaların yüreğine düşen zalim korları.
Bizim için gölgesiz yollarda şehit olanları.
Unutma sakın sen güzel düşlere yat diye savaşanları.
Ve
Biz hep taşıyacağız göklerde al bayraklı yıldızı!
Yeşim KÖYLÜ
Çal gökkuşağının renklerini
al ellerine çocuğum
tut dünya denen tuali
boya masumiyetinle
göz yaşları kahkahadan olsun
kaçışmalar körebeden
saklanmalar ebelemeceden olsun
çiz hadi
sadece sevinçten çığlıkları
çiz çocuk, çiz
kızıl renk yalnızca elmada, kirazda
beyaz renk yalnızca bulutları sarmış olsun
yeşil renk dans etsin mavinin kollarında
ağaçların suya, çocukların ekmeğe doysun
çiz çocuk, çiz
koşuşsun resminde küçükler
yavruların ayrılıkları bir tek salıncaktan olsun
çekişmeler ipe asıl oyunundan
patlamalar balonun, topun sesinden olsun
feryadın yere düşen elma şekerine olsun
bir yer çiz çocuk
büyükle(nen)rin dünyasından uzak olsun
bir yer çiz çocuğum senin hayalin
benim ütopyam olsun…
Leyla Seyhan