Gri bir çağda doğdum, renklerini kaybetmiş dünya
Sağım solum ateş kırmızısı, sütün rengi mi değişti?
Ateş içinde doğdum, üzerime yağan yağmur ıslattı tenimi
Kulağıma ezan değil ağıt okundu, adım cenaze mi?
Bu sıcaklık da neyin nesi, annemin sıcak bedeni mi?
Dur, bu annemin ateşten sıcak gözyaşı
Sesim kayboluyor tüm çığlıklar içinde, duyan yok
Bu sesler doğumumun sevinci mi?
Akşam oldu gecenin rengi mi değişti?
Bu gök gürültüsü değil, neden yıldızlar ateş kızılı?
Gök neden yere iniyor, yuttuğum tozlar bulutların eseri mi
Bu gürültü, bu patlama, bu öfkeli ateşler de neyin nesi?
Ben Filistin’de doğmuş bebeğim
Küçük kurşunlarla değil; ağır silahlarla vurulan 14 günlük bebek
Yaşamaya tutunurken çürümeye bırakılan bedenim
İnsan hakları gölgesinde kalmış geleceğim
Elinde çikolata ile vurulan, yaşama hakkı elinden alınan
Tüm beyaz körlük içinde görülmeyen
Temel hakları çiğnenen, ezilen, hor görülen
Yıllarca süren korku filminin başrol oyuncusuyum
Gökyüzü gri, yer kırmızı rengi değişti kelimelerin
Rengi değişti dünyanın, hakkın, hukukun
Sis içinde kalmış gerçeklik içinde bir yalanın kurbanıyım
İnsanlığa atılan kara lekenin en küçük kahramanıyım.
Ben Filistinli bebeğim, ölüyorum, öldürülüyorum
Tüm beyazlar içinde kundak değil, kefendeyim
Kolum, bacağım, belki bir parçayım
Utanın ey insanlar! Ben sadece bir meleğim.
Nazife Yetişgen