tarihinde yayınlandı Yorum yapın

İyilik Algısı

“İyilik yap denize at, balık bilmez ise halik bilir.” diye bir söz vardır. Bu her insanımızın bildiği ama yüreklerine nakşedemediği bir cümledir. İyilik yapmak bir insanın ihtiyacını gidermek, yol göstermek, zor zamanda yardım elini uzatmak gibi maddi ve manevi birçok çözüm odaklı yola kapı açan bir çabadır.

İş böyle olunca insanın bir insana derman olması, insanın kendi ruhuna da iyi gelen bir dua gibidir. “İyilik eden iyilik bulur.” sözü de her insanın bildiği bir söz olmasına karşılık, zaaflarıyla var olan insan birçok iyiliğini geciktirmek ister. Kim bilir sonra unutur bazen de yapamaz hale gelebilir. Toplumumuzda çok duyduğum ifadelerden biri buna güzel bir örnektir. İnsanımız hep “Şu kadar param olsa şu kadar güzel iyilik yaparım, şu kadar insana faydam dokunur.” gibisinden cümleler kurar. Geniş ölçekte düşünürsek bu sadece bir vehimden ibarettir. Neden mi?

Bir iyilik yapmak istiyorsak öncelikle şu an bulunduğumuz durumda neler yapabilirim diye kendimize sormamız gerekir. Zira o düşündüğünüz parayı belki de hiç kazanamayacaksınız.

Velev ki kazandınız ve hayalinizdeki konumdasınız. Şu an bulunduğunuz durumda bile size iyilik yapma fırsatını vermeyen nefsiniz o kadar paraya sahip olduğunuzda sizi bırakır mı? Unutmayın ki zaten yarın yaşıyor olacağınızın garantisi yok. Dem bu demdir diyerek insanlara ve kendimize faydalı olmakta yarar var.

İyilikten maraz doğar sözünü kimi insanlar rehber edinmiş durumdalar. İnsanlara güzel ve faydalı işler yaparak bunun sonucunda fayda görmeyen insanlar, bu marazi duruma tutunarak kendilerini bundan sonrası için sağlama aldıklarını kanaatine varıyorlar.

Yazımızın başında dediğimiz gibi “Balık bilmezse halik bilir.” sözünün ehemmiyetini göz ardı ediyorlar. Oysaki iyilik dediğimiz insanlara fayda veren kimi zaman derdine kimi zaman ruhuna dokunacağımız olgusudur. Yapılan yardımı sadece insan olduğumuz için ve sadece karşıdaki insanı anladığımız için yapmalı, bunun mükâfatını insandan değil yine ALLAH rızası gözeterek Allah’tan beklemeliyiz.

Günümüz dünyası insanın insana ayna olmasını istemiyor ve bunun içindir ki birçok engel çıkartıyor ama bu engelleri kırmak ve ruhun güneş gibi tüm insanları aydınlatan enerjisini kalben hissettirmek, bir yürek savaşçısı olmak bir insanlık neferi olarak yaşam sürmek ve iyilik olgusunu kötülüğün, bağımlılığın, insan haysiyetine zarar veren aşırılıkların karanlık setlerini yıkana kadar sürdürmeliyiz.

Dünya güzel yürekli insanların yeri oluncaya kadar her kalbin kapısını çalalım ve gönüller ile tanış olalım.
İyilik ışığınız hiç sönmesin. Bir iyiliğin dokunacaksa insanlardan onu esirgeme zira yarına ertelenen bir çok plan gelmeyen yarınlar dağında yok olmaya mahkumdur.

Yavuz Selim ŞEN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir