tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Sosyal “Olmayan” Medya

Sosyal kelimesi o kadar öznel bir kelime ki, her insan için farklı bir çağrışım, farklı bir anlam ifade edebilir. Aslında bu hitap eden insana bakıyor. Medya kelimesi ise teknolojinin zamanla değişip geliştirdiği, insanın insana ulaştırdıkları olarak tanımlanabilir.

Bu ikisi hiç birleşmese olur muydu, sanmıyorum ama her şey çok ani gelişti. Teknoloji dediğimiz mekanik oluşum, korkunç bir hızla ilerledi ve yerinde sayacak gibi değil.

Gelelim sosyal ‘olmayan’ medyaya. Yanlış anlaşılmasın ben de çok kullanıyorum: Twitter, Instagram, YouTube… Ancak bize verilen bu nimeti çok yanlış değerlendiriyoruz. Nedeni de basit gerçi, eğitilmedik ki! Ne Türkiye ne başka ülkeler, önümüze bir aygıt bıraktılar sonra dediler ki ‘Kendin öğren, kendin çöz.’ Belanı kendin bul demek gibi bir şey.

İnsanoğlu eğitilmeden hayvandan farksızdır. Öyle değil midir? İlk insanlar bile doğadan, kendinden eğitim görmüş. Hele ki böylesine donanımlı cihazları eğitmeden, neyin ne olduğunu göstermeden kullanmak yaptığımız en büyük hata oldu henüz fark etmesek de.

Biraz daha içine girmek istiyorum konunun. Son zamanlarda en çok kullanılan sosyal medya platformlarından biri olan Instagram, o kadar fazla bilgi kirliliğiyle dolu ki, hakikaten insanın kafası leyla oluyor bir zaman sonra. Üstelik bu doğru veya yanlış bilgi yığınında yapılan her paylaşımın altında doluşan reklamcılar, yorum yapmak için yorum yapanlar, gereksiz algı yaratmaya çalışanlar ve sırf beğeni alsın diye yazı yazanlar var. Ha birde, tabi ki gerçekten mantığıyla aklıyla, bildiğiyle yorum yapan insanlar var ki onlara çok teşekkür ederim. Onlar sayesinde çok ilginç ve güzel bilgiler öğrendim.

Gerçekten de önemli bilgiler öğrendiğim çok oldu. Mesela geçen ay ana konusu film altında toplanan, filmler hakkında bilgiler paylaşan, çıkacak veya çıkmakta olan filmlerle ilgili takipçilerini haberdar eden genel anlamda faydalı ve takip etmesi eğlenceli bir sayfada, en sevdiğim filmlerden biri olan Kara Şövalye’ de harika bir oyunculuk sergileyen ‘Joker’ karakterini canlandıran Heath Ledger adlı aktörün, rolünü ciddi şekilde bürünmek ve sergilemek adına kendisini 6 hafta berbat bir otel odasında geçirdiğini, sonrasında filmin bitim aşamalarında psikolojik bozukluk sebebiyle, aynı otel odasında intihar ederek öldüğünü öğrenmiştim. Benim için çok ilginç ve şaşırtıcı, hayret verici bir haberdi çünkü bugüne dair duymadığım ve benzerine de çok az rastlanan bir bilgiydi. Böyle bir bilgiyi öğrendikten sonra epey mutlu olmuştum çünkü her insan sevdiği herhangi bir konuda: bu bir insan olabilir, bir hayvan olabilir bir film veya sanat dalı olabilir, bir şey öğrendiği zaman mutlu olur.

Sosyal medyanın en büyük zararlarından biri de özellikle bizim ülkemizde görülen sosyal medya jargonu. Her ülkede var bu jargon, fakat biz hiçbir ülkeye ırka benzemeyiz bu farklılığımızı burada da gösteriyoruz ne yazık ki. Herhangi bir tartışmada haksız çıkan taraf anında ‘Boş yapma’ kalıbını kullanmaktan vazgeçmeli, bir paylaşıma gülünce yorum olarak güldüğü anlaşılsın diye normal hayatta cümle kurarken kullanamadığı kelimeleri oluşturmak için harflere rastgele basıp paylaşmak, gerçekten bırakılası alışkanlıklar. Günden güne değişen ve gelişen bu platformlarda eğlenmek en önemli konu.  Eğlenelim ama lütfen düşünerek, fikir süzgecinden geçirerek gereksiz ve saçma jargondan biraz sıyrılıp toparlayarak hayatı sürdürmek çok elzem.

Esat Burak KÖPRÜLÜ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir