tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Mütenahi

Bir garip yolcu idi şu cihan üzerinde.
Yürür durur, dinler konuşurdu.
Varmadan Han kapısına,
Menzile uğrar,
İşittiklerini yazıyla buluştururdu.

Hancı bihaberdar,
Kuytu yokuşlu yolların müşkilatından,
Sarp yamaçların, yalçın dağların
Meyusluğundan.
Bir Hanı bilir, bir de Hancıyı,
Ötesi fuzuli,
Ötesi de müşteki Hancıdan.

Gören yürek, duyar da aynı zamanda,
Hissedilip de 
Söylenilmeyen dilhunluğu.
Süregelen asrın kayıp silüetlerinde saklıydı,
Varoluşsal amacın unutulmaya yüz tutmuş 
Yolculuğu.

Varıldı nihayetinde,
Bu amaç, bir asrın sorumluluğuydu.
Vaziyetin dermanı kimdedir der Hancı,
Ürker yolcu, boşuna mı aktı ömrü,
Dermansız Hancının yolunda mı olacaktı,
Yolcunun sonu.

Arya DIRDIROĞLU

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

PRANGALI YÜREK

Prangalara vurulmuş yüreklerin sızıntısıydı.
Çaresizce bekleyen sabrın son sınırında,
Gelip geçici heves sanıldı.
Oysa evrende yaşayan Ademoğlu yanılırdı.

Sonu vardı her başlangıcın,
Başlangıçlar sonunu düşünmeyenlerindi.
Prangalı yüreklerin çaresiz gücü,
Sonunu getirmemekle mükellefti.

Yavaş yavaş kayboldu gözlerinin ırağında,
Gözlerin ırağı; gözden düşürmek idi.
O gün anladı İnsanoğlu,
Yüreğe alınan, elbet çıkarılacak idi.

Teslim etmekti kendini prangaya,
Çaresizliğin getirdiği son nokta bu idi.
Olsaydı bir başka yolu,
Başka yol ise, yolun sonuydu..

Arya DIRDIROĞLU